Reklamı Geç
SAÇKAN SOS DÖNER
Mersin
BIST10.942
DOLAR41.9489
EURO48.8502
ALTIN5545.3
BTC/USD111623.5
Vefa Kaya

Vefa Kaya

Mail: [email protected]

1989 Bulgaristan Göçünün Kısa Anatomisi

1989 Bulgaristan Göçünün Kısa Anatomisi

1989 BULGARİSTAN GÖÇÜNÜN KISA ANATOMİSİ
Bulgaristan’daki Türk soydaşlarımız Bulgaristan’ın Türkiye ile ilişkilerini şekillendiren ana unsur olmakla birlikte, Ankara-Sofya ilişkilerinin seyrinde doğrudan etkili olan bir faktördür. Bulgaristan’da Türkiye’nin bir uzantısı olarak önemli bir baskı grubu ve lobi kaynağı olma özelliğine sahiptir. Öte yandan, Bulgaristan Türkleri kendisiyle aynı kaderi paylaşan diğer Balkan Türkleri arasında sayı itibariyle en fazla nüfusa sahip olan azınlık grubudur. Türkiye’nin Balkan Türkleri politikasının belirlenmesinde de Bulgaristan Türk azınlığı ciddi öneme sahiptir. 
1878 yılından beri tesis edilen antlaşmalarla Bulgaristan’daki Türklerin statüsü ve azınlık hakları belirlenmiş ve Bulgaristan bu hakları yerine getirmekle yükümlü olmuştur. Hukuki açıdan bakıldığında, Bulgaristan Türklerine tanınan hakların dönemden döneme değişmekle birlikte, genel anlamda yeterli olduğu ileri sürülebilir. Ancak hukuksal anlamda ortaya çıkan sorun, Türk azınlığa tanınan hakların azlığında veya çokluğunda değil; azınlığın bu haklardan faydalanmasına ne ölçüde müsaade edildiğidir.
Söz konusu antlaşmalar tarihsel süreç içerisinde ikili ve çok taraflı olarak şunlardır:
Berlin Antlaşması (13 Temmuz 1878)
İstanbul Protokolü ve Sözleşmesi (1909)
1913 Antlaşması ve Müftülükler ile İlgili Sözleşme
Neuilly Antlaşması (1919)
1925 Türkiye-Bulgaristan Dostluk Antlaşması ve İkamet Sözleşmesi 
10 Şubat 1947 tarihli Bulgar Barış Antlaşması 
1968 Göç Anlaşması

1968 GÖÇ ANLAŞMASI
Bulgaristan Türklerinin göçleriyle ilgili olarak her iki tarafın da ortak fikir ve uzlaşı ekseninde bir araya gelerek imzaladığı metinlerden birisi de 1968 Göç Anlaşması’dır. Todor Jivkov’un 20-26 Mart 1968 tarihleri arasında Ankara’ya gerçekleştirdiği ziyaret esnasında gündeme getirilen anlaşma, 22 Mart 1968 günü her iki ülkenin dışişleri bakanları tarafından imzalanmıştır. Özellikle 1950-51 yılları olmak üzere, 1952 yılına kadar yakınları Türkiye’ye göç etmiş olan parçalanmış ailelerin birleştirilmesi esas alınan anlaşma kapsamında, 1969-1978 yılları arasında Bulgaristan Türklerinin isteğe bağlı olarak göçlerine olanak tanınmıştır. Belirtilen 10 yıllık süre zarfında, 130.000 Bulgaristan Türkü Türkiye’ye göç etmiştir.
Anlaşmanın nihai amacı, parçalanmış ailelerin birleştirilmesi olarak ifade edilse de; yeni parçalanmış ailelerin ortaya çıkmasına neden olduğu bir gerçektir. Ayrıca, Bulgaristan’dan Türkiye’ye gerçekleşen her göç dalgası Bulgaristan Türklerinin demografik dengelerdeki durumunu negatif yönde etkilerken; bunun son tahlildeki anlamı, özelde Bulgaristan’ın genelde ise Balkanlar’ın Türksüzleştirilmesi olmaktadır. Bu anlaşma, Sofya yönetimin Türk azınlık fobisinin kısmen azalmasına yol açmış ve kısa süreli bir rahatlamayı da beraberinde getirmiştir.

SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİNDE BULGARİSTANIN AZINLIK YAKLAŞIMLARI
Bulgaristan’da Ağustos 1945’te yapılan seçimlere “Vatan Cephesi” adı altında giren Bulgaristan İşçi Partisi ve Bulgaristan Çiftçi Partisi iktidara gelmiştir. 8 Eylül 1946’da ise yapılan halk oylamasıyla ülkedeki monarşi rejimine son verilerek, hanedan sürgüne gönderilmiştir. Krallığın sona ermesinin ardından Bulgaristan’da ‘Halk Cumhuriyeti’ ilan edilmiş ve Sofya yönetimi kesin olarak Moskova eksenine kaymıştır. 
Bulgaristan Komünist Partisi olarak yoluna devam eden yeni rejim içinde 1954 yılında Komünist Parti’nin Genel Sekreterliğine gelen Jivkov, katı bir rejim uygulaması ve azınlık karşıtı eylemleriyle ön plana çıkmıştır. 
1984 yılına gelindiğinde Türk-Müslüman topluluğuna baskı giderek artmaya devam etmiştir. Türk okullarının birer birer kapatılması, camilerin ibadete kapatılması, hatta bazıları ambara dönüştürülmesi ve yalnızca ihtiyarların camiye gitmesine izin verilmesi, hacca gitmenin ve hatta sünnetin bile yasaklanması bunlara örnek olarak verilebilir. Jivkov Rejimi, Bulgaristan Türkleri’ni yalnızlaştırmak ve asimile etmek için gerek azınlığı gerek kendi iç kamuoyunu hazırlama yoluna gitmiştir. 
Esasen bakıldığında Bulgaristan’ın söz konusu tezindeki ana çıkış noktasının Ankara Yönetiminin 1974 yılında Kıbrıs’a yönelik müdahalesi olduğunu görebiliriz. Türkiye’nin Kıbrıs müdahalesi, Sofya Yönetimini aynı durumla karşılaşma kaygısına itmiş; bu doğrultuda, Türk azınlığı ortadan kaldırmak ve Türkiye ile komşuluk dışında ortak bir paydada buluşmamak gibi bir yol benimsemek istemiştir.
Peki sözde Soya Dönüş Sürecini neden başlatmıştı? Ne olmuştu da Jivkov, 1984-89 yılları arasında zulmün dozunu arttırmaya karar verir ancak Bulgaristan’da 1984 yılından itibaren Türk azınlığa asimile politikası uygulayan komünist rejim, daha sonra amacına ulaşamayacağını anlayacak ve 1989 yılında zorunlu göçe karar verecekti.
 Bu büyük zulmün mimarı dönemin Bulgaristan devlet başkanı Todor Jivkov’dur.

BELENE KAMPI VE MAYIS OLAYLARI
Belene ya da Belene Ölüm Kampı Tuna nehri kenarında Todor Jivkov tarafından ilk zamanlarda sosyalist rejimin muhalif unsurları ve çeşitli şualardan hüküm giymiş suçluların kapatıldığı bir kamp olarak açılır. Ancak 1980’lı yıllarda Bulgaristan’da yaşayan Türk kökenli vatandaşların asimile edilmesi için kullanılmaya başlanır.
Kampta Türklere uygulanan insan hakları ihlâlleri arasında dayak, tecavüz, psikolojik baskı gibi uygulamalar yer almıştır. Bulgarca isimleri kabul etmeyen Türkler de bu kampa hapsedilmiştir. Belene kampındaki işkencelerle birlikte Türklerin üzerindeki baskılar 1989 yılının mayıs ayında doruk noktasına çıktı.
O yıllarda Türklerin kamuya açık alanlarda toplu halde bulunmaları bile yasaktı. Ancak 1989 yılında Cebel’de gerçekleşen bir cenaze töreni kısa süre içinde bir gösteriye dönüştü. 19 Mayıs günü yapılan gösteriye katılan yüzlerce kişinin talebi; zorla alınan isimlerinin geri verilmesi ve tutuklu Türklerin özgürlüğüne kavuşmasıydı. Cebel’de yaşananların duyulmasından kısa süre sonra gösteriler diğer kentlere de sıçradı.
“Mayıs olayları” olarak da bilinen bu süreçte, Deliorman, Razgrad, Kırcaali ve Haskovo’da gösteriler düzenlenir. Binlerce Türkün katıldığı eylemlerde, dönemin komünist partisi polisinin göstericilere ateş açması sonucu üç Türk hayatını kaybeder ve onlarca kişi yaralanır. Olaylarda 17 aylık “Türkân Bebek” de hayatını kaybeder. 1980-84 döneminde öldürülen Türk sayısının 700 ila 900 civarındadır. Bulgaristan Türkleri, baskıcı politikaya ve asimilasyon kampanyasına karşı başkaldırış hareketi olarak bilinen Mayıs 1989 ayaklanmalarını her yıl “Mayıs Olayları” adı altında bir dizi etkinlikle anmaktadır.
BULGARİSTAN TÜRKLERİ’NİN GÖÇÜ
Bulgar medyasının büyük gezinti olarak adlandırdığı Türkiye’ye göç, 6 Haziran 1989’da başlar. Pasaportunu alan herkes yollara düşer. Genci yaşlısı, mahkûmu, çiftçisi, hatta geleceğin olimpiyat şampiyonu haltercisi…
Bulgaristan, Todor Jivkov liderliğindeki rejimin Türk ve Müslüman azınlığa yönelik 1984 ve 1989 yılları arasında uygulanan asimilasyon politikalarını 22 yıl sonra kabul etmiştir. Bulgar Parlamentosu 1989 yılında sona eren komünist rejimin, Müslüman ve Türklere karşı uyguladığı asimilasyon sırasında yürüttüğü isim değiştirme, ibadet yasağı, anadilde konuşma ve zorunlu göç gibi etnik temizlik kampanyasını kınayan bildiriyi 11.01.2012’de kabul etmesi Bulgaristan devletinin Türklere karşı girişilen asimilasyon kampanyasını resmi olarak kabul eden ilk belge olması açısından büyük önem taşımaktadır.
Türk azınlığın durumunda meydana gelen düzelme ve Bulgaristan’ın Türkiye’yle olan ilişkilerini geliştirme arzusu pek çok alanda ikili ilişkilerin gelişmesini kolaylaştırmıştır.
1992 yılında dönemin Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin’in Sofya ziyareti siyasi ilişkilerde önemli bir nokta olurken; hemen ardından dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Bulgaristan’ı ziyaret etmesi, iki ülke arasında iyi ilişkiler kurulması için siyasi zeminin hazır olduğu mesajını taşımıştır. 
Daha sonra, taraflar arasındaki üst düzeyde karşılıklı ziyaretler devam edegelmiştir. Diğer alanlarda olduğu gibi, siyasi alanda da ilişkiler olumlu yönde gelişme gösterdiğini görmekteyiz.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar